Hikaye | Kategoriler | Hikayeler

Çocuk







    Gözlerimi, önümde yürüyen çocuğun üzerinden alamıyordum. Daha doğrusu, yürümeye çalışan çocuğun üzerinden. Elindeki koltuk değneklerini büyük bir güçlükle kaldırıyor ve alt tarafı tutmayan vücuduyla, bir sağa bir sola sallanıyordu. 13-14 yaşlarında görünüyordu. Yürümek için harcadığı güç, küçük vücudunu bir deri bir kemik bırakmıştı.



    Sanki büyülenmiş gibi onu takip ederken, aniden düştüğünü gördüm. Koltuk değneklerinden biri kaldırımın kenarına rastlamış ve oradan kayıp çocuğu düşürmüştü.



    Yanına giderek yerden kaldırmaya çalıştım. Sessizce ağlıyordu. Arkasını okşayıp:



    - Üzülme!.. dedim. Olur böyle şeyler.



    - Üzülmüyorum!.. diye cevap verdi. Zaten ben pek üzülmem.



    Elimle gözyaşlarını silerken:



    - Ama!.. dedim, Ağlıyorsun.



    - Kolum çok acıdı!.. dedi. Onun için herhalde.



    Gömleğini sıyırıp koluna baktım. Bileğinden kesikti. Bu yüzden, koltuk değneklerinden biri özel olarak yapılmıştı.



    Elini fark ettiğimi anlayınca:



    - Bu düşüşüm hiçbir şey değil!.. dedi. Daha önce düştüğümde, elim araba altında kalmıştı.



    Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Ama teselli olsun diye:



    - Üzülme!.. dedim. Bundan daha kötü olabilirdi.



    Hafif bir tebessümle:



    - Üzülmüyorum!.. diye tekrarladı. Zaten ben pek üzülmem.



    - Biraz önce de aynı şeyi demiştin!.. dedim. Neden böyle söyledin?



    Koltuk değnekleri üzerindeki titrek vücudunu olabildiğince dikleştirirken:



    - Çünkü ben, Allah'a inanıyorum!.. dedi. O'na inananlar, ebedi bir vücuda sahip olmayacaklar mı? Hem de sapasağlam bir vücuda.



    Aman YaRabbi, neler duyuyordum?



    Bu kadar küçük bir kalbin bu kadar büyük bir iman taşıdığını ilk defa görüyor ve sağlam zannettiğim vücudumun, onun hastalıklı vücudundan daha fazla titrediğini hissediyordum.



    Teşekkür ederek yanımdan ayrıldı.



    O küçük kahramanın arkasından bakarken, ister istemez hangimizin daha mutlu olduğunu düşünüyordum...






Hikayeler