Hikaye | Kategoriler | Hikayeler

Ben Nerede Yanlış Yaptım?



   Ben Cihan Aktuğ. 1980 Van doğumluyum. Çocukluğum çok güzel anılarla geçti. Dedemlerle birlikte aynı evde otururduk. Evin tek küçük çocuk ben olduğum için çok şımartılarak büyümüştüm. Okumaya olan hevesimden, ilk okula beş yaşında başladım. Bu aşkla olsa gerek, ilkokulu ardından ortaokulu çok başarılı bir öğrenci olarak, takdirnameler alarak bitirdim.



   Herşey o kadar güzeldi ki, yıllar o kadar çabuk geçiyordu ki. Derken liseye geçtim. Yine her zaman olduğu gibi sınıfın çalışkan talebeleri içindeydim. Ama bu başarıların lise 2. sınıfa kadar olduğunu nerden bilirdim?



   Lise 2. sınıfa geçmiştim. Herşey yine güzel görünüyordu. Ta ki, fizik dersi öğretmenimiz değişinceye kadar. Bu değişimin öğrencilik hayatımı kâbusa çevireceğini bilemezdim. Ama bilsem de bilmesem de, okulda geçirdiğim güzel günler, artık bir kâbusa dönüşmüş ve ben okula bile gitmez olmuştum.



   Benim için tek yol kalıyordu. O da artık hiç sevmediğim okumayı ve okulu bırakmak. Fizik dersi öğretmeniyle karşılaşmak yerine okulu bırakmak.



   Hem de ne kadar kolay almıştım bu kararı. Hiç de birşey olmamış, yani dünyanın sonu gelmemişti. Üzerimden dağlar kalkmış gibiydi. Kendimi kuş gibi hafif hissediyordum. Oh be, okula gitmek gibi bir zorunluluk yoktu artık.



   Hiç vakit geçirmeden sanayide bir işe başladım. Okul ile kıyaslandığında işte çalışmak çok kolay ve zevkli olmalıydı. Dışarıdan öyle gözüküyordu.



   Ama öyle olmadığını, daha işe başladığım ilk günde anladım. ?Eyvah? dedim kendi kendime. ?Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum.?



   Çalıştığım yerdeki kalfa hiç de fizik öğretmenine benzemiyordu. Fizik öğretmeni bana birşeyler öğretmen için bağırırken, kalfa kendi istediği ber şeyi getirmem veya götürmem için bağırıyordu. İlk günden itibaren okulla işi kıyaslamaya başladım. Okulda ödevini yaptığın zaman aferin alıyor veya en azından puan ile ödüllendiriliyordun. Burada ise aferin diye bir kelime yok, ?tamam? vardı. Yani denileni harfiyyen yaparsan homurdanma şeklinde bir ?tamam? söyleniyor, eğer en ufak bir hata yaparsan en ağır hakaretler bozuk para gibi saçılıyordu.



   Okulda tertemiz kıyafetle, kalem defter kitaplar arasında hergün yeni bir şey öğrenme imkanın varken, işte hergün gürültünün, isin pasın, yağın suyun içinde mesai dolduruyordun.



   Eyvaah ben ne yapmıştım böyle? Bu işin geri dönüşü olamaz mıydı? Olmazdı tabii. Çünkü ben okulu bırakmıştım.



   İçimdeki sıkıntıları kimseye belli edemiyordum. Ama başkalarının emrinde çalışmak çok gücüme gidiyordu. Bu iş bana o kadar zor gelmişti ki, akşamları eve gittiğimde kimseye birşey belli etmezdim ama herkes odasına çekilip de uykuya dalınca, yatağımda hüngür hüngür ağlardım.



   Ah lise diplomamı bari alsaydım. Ama alamazdım. Çünkü okulu bırakalı üç koca yıl geçmişti. 3 yıllık bir kaybım vardı. Bir öğretmene kızarak gençliğimi, geleceğimi karartmıştım. Eğitimimi yarıda bırakmak gibi bir hata işlemiştim.



   Artık her geçen gün pişmanlığım daha da artıyordu. Bu duygular gün geçtikçe o kadar yoğunlaştı ki, fizik öğretmenimden dolayı okula duyduğum kin ve nefreti tekrardan sildi ve okuma aşkına dönüştü.



   Diyordum ki, ? Hayır!.. Ne olursa olsun bir yolunu bulup okuyacağım!? Nihayet dışarıdan okuyup diploma almaya karar verdim. Azmin bir zaferi olarak bir yılda, girdiğim tüm imtihanları kazanarak lise diplomamı aldım. Bu diplomanın kıymetini artık ben bilirdim.



   Bu arada askerlik zamanım da geldi. Ama öncelikle ?okumak? diyerek tecil ettim. Çünkü üniversite sınavlarına girmeye karar vermiştim. Şimdi gireceğim üniversite imtihanlarını iple çekiyorum. Ve inanıyorum ki, en iyi şekilde kazanarak bu vatana yararlı bir insan olacağım.




Hikayeler