Hikaye | Kategoriler | Hikayeler

Cırcır Böceği



   Genç bir çiftçi, yaşamında ilk kez gittiği New York'ta gökdelenlerin yüksekliği ve yollardaki kişilerin kalabalığı karşısında çok şaşırmıştı. Çevresindeki kişilerle omuz omuza yürüdüğü bir kaldırımda kulağına bir an, tanıdık bir ses geldi. Bir cırcır böceğinin sesiydi bu. Durdu ve bir süre dikkatle dinledikten sonra yanılmadığını anladı. Evet, bir cırcır böceği sesiydi, bu ses...



   Genç çiftçi, New York'un bu kalabalık caddesinde , bir cırcır böceği sesinin nereden gelebileceğini merak etti. Çevresine bakındı ve sonra da gözlerini, büyük bir mağazanın önündeki çalılara dikti. Ses, buradan geliyor gibiydi. Gitti, çalıların diplerine bakınmaya başladı...



   Onun bu davranışından kuşkulanan bir mağaza görevlisi dışarı çıktı ve bir tezgâhtar sıcaklığıyla, " Size yardımcı olabilir miyim?" dedi.



   Genç çiftçi, mağaza görevlisini tüm doğallığıyla yanıtladı: " Hayır, teşekkür ederim," dedi. " Bir cırcır böceği sesi duydum da, buradan mı geliyor diye merak ettim, yalnızca."



   Mağaza görevlisi, biraz da küçümser bir tavırla karşılık verdi: " Hayır, olamaz," dedi. " New York'ta o dediğiniz şeylerden bulunmaz..."



   Genç çiftçi duyduğu sesi çok iyi tanıyordu. Onun geldiği yeri bulmak için birkaç kez dikkatle dinledi ve sonunda, çalıların arasında sesi çıkaran cırcır böceğini buldu, eline aldı. "Tamam işte, buldum seni," diyerek, bir " memleketlisine " rastlamış gurbetçi örneği, çocukça sevindi...



   Heyecanı dindikten sonra genç adamı, bir düşünce aldı. Bu çalıların önünden her saat binlerce kişi geçmesine karşın cırcır böceğinin sesini, kendinden başka duyan tek kişi olmamıştı. Küçük bir deneme yapmaya karar verdi. Elini cebine attı, bir madeni para çıkardı ve havaya attı. Paranın yere düşüp, kaldırıma vurduğu anda, tam yirmi dört kişi durdu, yere düşen parayı aramaya başladı.



   Genç çiftçinin tanık olduğu bu olayı ruhbilimciler, " algıda seçicilik" deyimiyle tanımlamaktadırlar. Bu deyim, " kendimizi yalnızca belirli nesneleri görmek ve belirli sesleri duymak için eğittiğimiz" olgusunun bir ifadesidir. Gökyüzüne bakıp, kuşları algılayın... Kırlara çıkıp, çiçekleri algılayın... Çocuklara bakıp, onların saflıklarını, güzelliklerini algılayın... Ağaçlara bakıp dallarını, yapraklarını algılayın... Hayvanlara bakıp doğallıklarını algılayın... İnsanlara bakıp, (kesinlikle herkeste var olan) güzellikleri algılayın...



Algıladığınız, yalnızca para sesi olmasın.



Hikayeler