Hikaye | Kategoriler | Hikayeler

Nefret Edilesi Hayat




Hayatım boyunca bir tek hayattan nefret ettim ben... Çünkü sevdiğim bütün herşeyi aldı elimden. İstediğim bütün herşeyi ise çok gördü bana.Küçüklüğümden beri huzurlu bir aile istedim vermedi. Öyle bir aileydi ki istediğim her zaman arkamda olan her şeyimi paylaşabileceğim ve hep onlarla gülmeyi, onlarla ağlamayı ilke edinebileceğim bir aile. Ama olmadı belki de o yüzden özendim, babamın en yakın dostunun ailesine belki de bu yüzden çok sevdim onları...

Sıcak sımsıcak dostluklar istedim. Hatta buldum da onları çok şey paylaştım dostlarımla. Ama hayat yine yapacağını yaptı, kiminden kazık yedim. Kimine de ailem karşı çıktı. Hemde onları tanımadan bilmeden içlerindeki iyiliği...

Okumak istedim , amacım okuyup gitmekti bu şehirden. Hiç kolay değildi, karşımda kocaman bir ÖSS başedemedim...

En sonunda sevmeyi denedim, gerçekten çok sevdim. Onunda ömrü kısa oldu. Ailem şiddetle karşı çıktı. Onlara göre o insan, suçluydu. Çünkü geçmişinde hata yapmıştı. Suçluydu çünkü parası yoktu. Onu da aldı işte hayat elimden. Kendimden çok ona üzüldüm ben İstenmediğini bilmek ne kadar iyi olabilirdi ki acı çekiyordu biliyorum, bu yüzden terkettim onu. Ama o böylede acı çekiyor. Ailemle aram bozulmasın ben üzülmeyeyim diye aramıyor beni.Oysa resmimi hiç düşürmüyormuş elinden. Vicdanım sızlıyor birazda. Terketmemeliydim onu diyorum. Ama çok savaştım ben yine de olmadı. Gün geldi evden kovuldum gül geldi en ağır lafları işittim. Duymaktansa ölmeyi tercih edebileceğim kadar ağır...

Sonra evlendirmeye kalktılar beni. Verebilecekleri en büyük cezaydı bu, çok ağladım. Sonunda vazgeçirdim onları. Tek bir şey istiyordu ailem benden o mu yoksa biz mi dediler. Şıkların içinde ölüm olmamasına üzüldüm. Sadece ailemi tercih ettim. Tabii ki de doğrularımı kabul ettiremesem de savunamasam da kendimi benim için en iyi olanını istiyorlardı, bunu da biliyordum...

Şimdi çalışıyorum. Çalıştığım yerle evimin arası 10 dakikalık bir yol. Ailemle aram pek iyi sayılmaz ortak bir diyalogumuz bile yok. Ablam var ama abla demeye bin şahit lazım. Sözde benim iyiliğim için çabalıyor. En ufak gizli bir şeyimi duysa 24 saat içinde herkese anlatıyor. Bi hatamı göremediği zamanlarda ise kendince tahmin ettiği aslında tümüyle senaryo olan olaylarla hayatımı bir kez daha zehir ediyor...

Şimdi size soruyorum, böyle yaşamaktansa bir zamanlar size sunulan şıkların içerisinde ölüm olsun istemez miydiniz? Benim yaşamım evle iş arasındaki o 10 dakikalık yolda geçiyor. Ne kadar yaşıyorum sayılır ki Henüz 18 yaşındayım. Daha buraya sığdıramadığım çok acılarım oldu. Yine de pes etmedim. Çünkü bir yerlerde Allah'ın olduğunu biliyorum ve tüm kalbimle inanıyorum. Tanrı olduğu sürece herşey düzelecek. Sizde inanın ve ne olursa olsun ne yaşarsanız yaşayın hiç pes etmeyin. Tanrı mutlaka sizinde yanınızda olacaktır unutmayın...



Hikayeler